6 Eylül 2017 Çarşamba

Şantaj Suçu

Şantaj suçu, tehdit suçunun özel bir görünüm biçimi olarak, Türk Ceza Kanunu hürriyete karşı suçlar başlığı altında 107 inci maddesinde düzenlenmiştir.

Madde 107 - (1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. 

(2) (Ek fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./14.mad) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.

          Maddeye göre şantaj suçu, seçimlik hareketler sonucunda meydana gelen bir suç tipidir. Nitekim maddenin iki fıkrasında söz konusu hareketler açıklanmıştır. Bu kapsamda, maddenin ilk fıkrasında failin hak sahibi veya yükümlü olduğu şey ile ilgili şantaj suçu, ikinci fıkrasında ise şeref ve saygınlığa zarar verecek hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehditi ile şantaj suçu düzenlenmiştir.

          Maddenin ilk fıkrasında ki şantaj suçu, failin bizzat hak sahibi olduğu veya yükümlü olduğu bir hususu yapacağı yahut yapmayacağı doğrultusunda mağduru tehdit etmesi halinde meydana gelen suç tipidir. Söz konusu eylem üç şekilde karşımıza çıkmaktadır.

a) Mağduru Kanuna Aykırı Bir Şey Yapmaya Zorlama Suretiyle Şantaj Suçu, failin hak sahibi veya yükümlü olduğu bir eylemi yapacağı yahut yapmayacağı doğrultusunda, mağduru ''kanuna aykırı eylem'' yapmaya zorlama gayesi ile tehdidi halinde meydana gelmektedir.

b) Mağduru Yükümlü Olmadığı Bir Şeyi Yapmaya Zorlama Şeklinde Şantaj Suçu, failin hak sahibi veya yükümlü olduğu bir eylemi yapacağı veya yapmayacağı doğrultusunda, mağduru ''yükümlü olmadığı bir eylemi'' gerçekleştirmesi gayesi ile tehdidi halinde söz konusu olmaktadır.

c) Haksız Çıkar Sağlamaya Yönelik Şantaj Suçu, failin hak sahibi veya yükümlü olduğu bir eylemi yapacağı yahut yapmayacağı doğrultusunda, mağdurdan ''haksız çıkar sağlama'' gayesi ile tehditi halinde ortaya çıkmaktadır.

          Maddenin ikinci fıkrasında ise, şeref ve saygınlığa zarar verecek hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehditi ile şantaj suçu hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda gerçekleşen tehdit karşılığında ''kendisine veya başkasına yarar sağlama'' kastı aranmaktadır.

          Suçun oluşması için, maddede gösterilen her şantaj suçu tipi için, mağdurun istenilen davranışta bulunmuş olması yahut beklenen yararın gerçekleşmesi aranmamaktadır. Mağdura yönelik zorlayıcı fiil yahut ibarelerin, mağdura ulaşmış olması suçun oluşması için yeterlidir. Buna karşın maddenin lafzından da anlaşıldığı üzere, mağdurun belirli bir davranışı yapması veya yapmaması doğrultusunda zorlama yahut yarar sağlama amacı olmaksızın gerçekleşen eylemler, hükümde aranan ''kast'' ın meydana gelmemesi sebebiyle suçun oluşmasını engelleyecektir. 

          Tehdit suçunun özel bir şekli olan şantaj suçu, şikayete tabi suç değildir. Bu doğrultuda, eylemden herhangi bir şekilde haberdar olan savcılığın kendiliğinden soruşturmaya başlaması gerekmektedir. Buna karşın, Türk Ceza Kanunu 66 ıncı madde uyarınca suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olması sebebiyle, zamanaşımının dolması sebebiyle soruşturmanın başlatılamaması halinin bertarafı için, süre dolmadan işlenen suç savcılığa bildirilmelidir. 

          Uygulamada sıkça karıştırılan tehdit suçu ve şantaj suçu arasındaki fark, şantaj suçunda, tehdit suçunun aksine, yapılan tehdit karşılığında, mağdurun bir eylemi yapmasına yahut yapmamasına zorlama veya mağdurdan yarar sağlama kastının mevcudiyetidir. Bu kapsamda tehdit suçunun özel bir görünümü olan şantaj suçunun koşulları varsa, fail öncelikle şantaj suçunu düzenleyen TCK md. 107/2 gereği cezalandırılmalıdır.

          Son olarak önemle belirtmek isterim ki, Türk Ceza Kanunu madde 107 de düzenlenen şantaj suçunun meydana gelmesi halinde, maddede gösterilen yaptırım, lafzından da anlaşılacağı üzere seçimlik değildir. Bu kapsamda suçun meydana gelmesi halinde, fail hapis cezası ve adli para cezasına birlikte çarptırılacaktır.

Yargıtay Kararları

Mağdurun rızasıyla çekilmiş olsa dahi cinsel içerikli görüntülerin daha sonra mağdurun rızası dışında internette ifşa edileceği ve eşine gösterileceği tehditi, mağdurun şeref ve saygınlığına zarar verecek mahiyette olan bir hususun açıklanması tehditi oladuğundan fail TCK’nın 107/2 maddesi gereği şantaj suçu ile cezalandırılmaldır [ Yargıtay 4. Ceza Dairesi - 2015/17575 karar ]

Sanık kendisini başka bir isimle tanıtıp mağdurları aramış, mağdurlardan para istemiş, para verilmediği takdirde mağdurlara ait özel çıplak fotoğrafları yayınlayacağı tehdidinde bulunmuştur. Sanığın davranışları bir bütün olarak değerlendirildiğinde TCK 107. maddede düzenlenen şantaj suçu hükümleri değil, yağma suçuna teşebbüs hükümleri uygulanmalıdır
[ Yargıtay 6. Ceza Dairesi - 2010/7967 karar ]

“Sanığın, katılana, istediği parayı ve yiyeceği getirmediği takdirde (eşcinsel olduğunu heryerde söyleyeceğim) demek biçimindeki eyleminin TCY’nın 192. maddesine uyabileceği gözetilmelidir.” [ 4.CD. 22.12.1997, 10921/11515 ]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder